Ses mi Gürültü mü?

Ses ile gürültü arasındaki fark nedir?
Sorunun cevabını bulmak için , sesin yüksekliğinin ötesine bakmak gerekir. Bir uçak son derece gürültülü olsa da, bir sivrisinek vızıltısı geceleri iyi bir uykuyu bozmaya yeter de artar bile. Gürültünün derecesi için bir kriter olarak sadece sesin yüksekliğine bakmak yerine, gürültüyü olduğu gibi yani istenmeyen ses olarak kabul edelim.

Gürültü
İstenmeyen ses olduğundan, rahatsızlık hissi ile yakından alakalıdır. Gürültülü olma bir sesin yüksekliği ile bağlantılı olup, bu da bu sesin ne zaman ve nerede ortaya çıktığı ile bağlantılı olarak ele alınmalıdır (ör; gün içinde ve geceleri duyulan sivrisinek vızıltıları).Şayet gürültü yeterince yüksek hale gelirse, ilk olarak endişe edilen verdiği rahatsızlık değil, duyma bozukluklarına yol açma riski olacaktır. Çoğu ülkede hükümetler sanayi, inşaat çalışmaları, toplu faaliyetler gibi farklı aktivitelerin bir sonucu olarak ortaya çıkabilecek gürültü miktarını düzenlemek amacıyla yasalar çıkarmıştır. Bu yasaların amacı sadece toplum üyeleri arasında duyma bozukluklarını azaltmak değil, aynı zamanda gürültüye uzun süre maruz kalınması sonucunda yüksek kan basıncı gibi ikincil semptomlar ortaya çıktığından dolayı aynı kişilere daha iyi bir yaşam sağlamaktır. Bu durum ortada duyma bozukluklarına dair bir riskin mevcut olup olmadığının ve yasal düzenlemelerin ihlalinin söz konusu olup olmadığının araştırılması için gürültü seviyesinin değerlendirilmesini gerektirir. Dolayısıyla, gürültünün ölçülmesi gerekmektedir.
Gürültüyü ölçme yönteminizin size gürültü seviyesini değerlendirmek için ihtiyaç duyduğunuz bilgileri vermesi gerektiği açıktır.Bu nedenle ölçüm prosedürleriniz ölçtüğünüz gürültü türüne göre değişebilir.Aynı tür gürültü durumuna, ör; sanayi gürültüsüne ilişkin yaptığınız tüm ölçümler aynı yöntemle yapılmalıdır, aksi takdirde ölçümler birbiri ile kıyaslanamaz. Bu da ölçüm prosedürlerinin standart hale getirilmesini gerektirir.
Dolayısıyla, sesin niteliğini, ölçüm açısından incelememiz gerekir ki, bu da aşağıdaki makalelerde anlatılmaktadır.

Ses, gerçekten, nedir?

Ses, enerjinin, kaynağından kademeli olarak artan ses dalgaları ile transfer edildiği gaz, sıvı ya da katı elastik bir ortamın mekanik titreşimidir.
Titreşimlerin ses dalgalarına dönüşümü:

Bu, sesin tam fiziksel tanımıdır. Daha yaygın olarak ses terimini insan kulağı ile saptanabilen basınç varyasyonları ile sınırlı tutarız.
Basınç ölçümünün geleneksel yöntemi bir barometrenin kullanılmasıdır. Ancak barometre duyulabilir sesteki basınç varyasyonlarını saptamak için fazla yavaştır. Genellikle duyarlılık da son derece düşüktür. İnsandaki duyma mekanizması varyasyonların saniyede en az 20 kez, ancak 20 000 kezden daha sık olmayacak şekilde, ortaya çıkmasını gerektirir.
Bir saniyede ortaya çıkan varyasyon sayısına sesin frekansı adı verilir ve hertz ile (Hz.) ifade edilir.
Buna göre; bir insan 20 Hz ile 20.000 Hz arasında değişen frekanslardaki sesleri duyabilmektedir. 20.000 Hz genellikle 20 kHz olarak belirtilir.
Tabii ki, 20 Hz’den daha düşük frekanslardaki basınç varyasyonları da ses olarak kabul edilmelidir. Bunlara genelde infrasound olarak ifade edilmektedir.
20 kHz’den daha yüksek frekanslardaki sesler duyulabilir bölgenin üzerinde yer alır ve ultrasound olarak anılır.
Not:Sesin test seviyesine ulaşma hızı yaklaşık olarak 340 m/s olup, bu da saatte yaklaşık 1224 kilometreye denk gelmektedir. Sesin test seviyesine ulaşma hızına bakarak ve aşağıdaki denklemi kullanarak belli bir frekanstaki dalgaboyunu hesaplayabiliriz:

c = f × l

burada c sesin hızı, f frekans ve l dalgaboyudur. Bu denkleme bakıldığında görülecektir ki dalgaboyu frekans ile ters orantılıdır, bir başka deyişle düşük frekans büyük bir dalgaboyu (ya da tam tersi) anlamına gelmektedir.
Örnekler:20 Hz seviyesinde dalgaboyu 17 m iken, 20 000 Hz’de dalgaboyu sadece 1.7 santimetredir.
Kaynak göstermek şartıyla kullanılabilir